önsöz:
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
kalbimizde!
kalbimiz artık dar geliyor bize !
kopararak
kanlı sargıları
yaramızdan!
dişi bir kaplanız ki biz
dişlerimizde taşıyoruz, altın başlı
yavrularımızın ölüsünü ...
kimin kızıl gönüllü sarı alnına
sardık sevginin beyaz çiçekli örgüsünü!
kan geliyor kainatın rengi bize!
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan
kalbimize!
hikaye:
onların cebinde fırkamızın bileti yoktu
onlar, kurtuluşun kapısına varmayı,
ferdin cesur hamlelerinden uman
iki saf ve namuslu çocuktu!
ne milyonların rehberiydi onlar,
ne de inzibatlı bir devrim ordusunun askeri!
devrimin sıra neferiydi onlar,
devrimin namuslu neferi.
yanıyordu kanlarında şavkı italya güneşlerinin
koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine
dövüştüler yanında dövüşen kardeşlerinin
yeni dünyaya düştüler eski zulmün pençesine!
yedi yıl ölümün karşısında gülerek durdular
elektrikli iskemleye
kadife bir koltukmuş gibi oturdular
yürekleri dört bin volta yedi dakika dayandı
yandı yürekleri
yedi dakika yandı
cani değildiler, kurban gittiler bir cinayete
kurban gittiler dolarların emrindeki adalete!
hayatlarında olmadılarsa da kitlelerin rehberi,
ölümleriyle şaha kaldırdı kitleleri
bu iki ihtilal neferi!
kıssadan hisse:
burjuvazi,
katletti içimizden ikisini
bu iki ölü ölmeyen ölümsüzdür!
burjuvazi,
kavgaya davet etti bizi
davetleri kabulümüzdür!
biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,
biliriz öylece yaşamasını ölmesini
hepimiz - birimiz için,
birimiz - hepimiz için.
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
kalbimizde!
kalbimiz artık dar geliyor bize !
kopararak
kanlı sargıları
yaramızdan!
dişi bir kaplanız ki biz
dişlerimizde taşıyoruz, altın başlı
yavrularımızın ölüsünü ...
kimin kızıl gönüllü sarı alnına
sardık sevginin beyaz çiçekli örgüsünü!
kan geliyor kainatın rengi bize!
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan
kalbimize!
hikaye:
onların cebinde fırkamızın bileti yoktu
onlar, kurtuluşun kapısına varmayı,
ferdin cesur hamlelerinden uman
iki saf ve namuslu çocuktu!
ne milyonların rehberiydi onlar,
ne de inzibatlı bir devrim ordusunun askeri!
devrimin sıra neferiydi onlar,
devrimin namuslu neferi.
yanıyordu kanlarında şavkı italya güneşlerinin
koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine
dövüştüler yanında dövüşen kardeşlerinin
yeni dünyaya düştüler eski zulmün pençesine!
yedi yıl ölümün karşısında gülerek durdular
elektrikli iskemleye
kadife bir koltukmuş gibi oturdular
yürekleri dört bin volta yedi dakika dayandı
yandı yürekleri
yedi dakika yandı
cani değildiler, kurban gittiler bir cinayete
kurban gittiler dolarların emrindeki adalete!
hayatlarında olmadılarsa da kitlelerin rehberi,
ölümleriyle şaha kaldırdı kitleleri
bu iki ihtilal neferi!
kıssadan hisse:
burjuvazi,
katletti içimizden ikisini
bu iki ölü ölmeyen ölümsüzdür!
burjuvazi,
kavgaya davet etti bizi
davetleri kabulümüzdür!
biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,
biliriz öylece yaşamasını ölmesini
hepimiz - birimiz için,
birimiz - hepimiz için.
15 Nisan 1920 ‘de bir ayakkabı fabrikasının muhasebecisi ve
güvenliğinin öldürülmesiyle Bostan ‘da başlayan cadı avı , iki italyan
göçmenin üzerinde anarşizm propagandası bulunan bildiriler ve silahlarla
yakalanmasıyla son bulur. Yakalananlar Nicola Sacco ve Bartholomeo
Vanzetti’dir.
Sacco ve Vanzetti ; İtalya’dan genç yaşta ayrılmış , Amerikada
çalışmaya başlamışlardı. İtalyadan gelen göçmen anarşist arkadaşlarından
etkilenen ikili anarşist mücadele içerisinde aktif olarak yer alıyor
bulundukları her alanda propagandist yönleriyle dikkat çekiyorlardı.
Nicola Sacco Ve Bartholomeo Vanzetti’nin tutuklanmasının altında
1800′lerin sonunda Amerika’daki işçilerin Öz-Yönetim kavgası ve yükselen
Anarşizm korkusu vardı. Fabrikalarda örgütlenen grevlerin başını çeken
anarşist işçiler , neredeyse her şehirde yapılan büyük işçi
mitingleriyle patronların ve devletin huzurunu kaçırıyor , adaletsizliğe
ve yükseltilmeye çalışılan faşizme karşı isyan çağrısını
yükseltiyorlardı. Sacco’nun 15 Nisan’da işe gitmemiş olması ,
Vanzetti’nin Noel’de yapılan Bridgewater Soygunu’ndan suçlu bulunup
12-15 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması ve göçmen anarşist
olmaları günah keçisi ilan edilmeleri için birer bahaneydi.
Ve 1921 yılı Ağustos ayında mahkemenin açıkladığı idam kararı sonrası
, başka bir davadan tutsağın soygunu işlediğine dair beyanları devlet
tarafından ciddiye alınmayarak anarşistlere ölüm fermanı açıkça verilmiş
oldu. Sacco ve Vanzetti için dünya’nın bir çok şehirinde yapılan
yüzlerce miting ve özgürlük çağrısına rağmen patronlarla uzlaşı içindeki
devlet , bu özgürlük çağrılarına gözlerini ve kulaklarını kapadı.
1927 Ağustos’undaki idamlarına kadar geçen süreçte , ezilenlerin
mücadelesindeki kararlı duruşlarını sürdürdüler. Mahkeme karşısındaki
savunmalarında verdikleri mücadelenin meşruluğuna üzerlerindeki devlet
terörünün haksızlığına dikkat çektiler . 22 ağustosu 23 ağustosa
bağlayan gece , elektrikli sandalye ile idam edilmeden önceki sözleri
”Yaşasın Anarşi ! ” oldu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder